Sevginin ifadesi illa da
“seni seviyorum” diye
düşünüyorsanız bence yanılıyorsunuz.
Evet, çoğu zaman herkesin istediği
hatta çoğunlukla istediği duymaktır.
Sevgiyi ifadenin zorluğundan bahseder işin uzmanları,
babanın oğluna hayatı boyunca
seni seviyorum dememesinin
tedavi gerektirdiğine karar verilir.
Birçok sorunun başlangıcı ve
birçok sorunun katlanarak büyümesinin
en önemli sebebi sevgisizliktir.
“Seni Seviyorum” demek önemlidir
ama illa da ancak söylendiğinde
sevgi ispatlanıra katılmıyorum.
Bazıları için seni seviyorum demek ne kadar zorsa,
bazıları içinde lafların arasından
bir laf olarak ha bire söylemek hiç de zor olmayabilir.
İşte bu olasılık yüzünden sevginin yansıması
illa da cümle haline gelmesi değildir bana göre…
İstiridyeler içlerine kum,
çakıl veya zarar verecek
parazit organizmalar girdiğinde bundan rahatsız olurlar.
Bu rahatsızlık rüzgarlı bir havada
havalanan bir toz zerresinin
gözümüze girdiği andaki ince can sızısını andırabilir bize.
Bu gibi anlarda gözümüzü kısarız
ve ekstra gözyaşının gelmesi ile gözümüzün istemediği
toz zerresinden kurtuluruz.
Belki de istiridyelerin özelliği gözlerimizde olsaydı,
gözlerimize giren yabancı maddeler birer inciye dönüşecekti.
Aşıkların “ağlama bitanem
senin gözyaşların benim incilerimdir, kıyamam sana”
demesi bu sebep midir?
Aslında istiridye özelliğimiz yok derken sanırım haksızlık ettim biraz,
bir kabukken, taşken, odunken
bizi gerçekten seven biri ile karşılaştığımızda
incilere dönüşebilen bir varlık haline pekala gelebiliyoruz.
İstiridye içine giren yabancı maddeye karşı
bir korunma yöntemi olarak bu davetsiz misafiri izole eder
ve üzerini sedefle kaplamaya başlar.
İşte bu kaplama işlemi incinin oluşumundaki ilk aşamadır.
İçeri giren yabancı cisim,
hayatını sadece sert bir kabuktaş
olarak sürdürmeyi planlayan istiridyenin hayatını değiştirir.
Boş boş duran kabuk çalışmaya başlar,
oysa sadece rahatsızlığını yok etme çabasındadır
ama ortaya çıkardığı muhteşemdir.
Bir masalda okumuştum, yaşamak istediğimi…
Masalın kahramanı seven,
sevginin sözcükler dışında da
çok rahatlıkla ifade edilebileceğinden bahsediyordu
ve bunu yaşayarak gösteriyordu sevdiğine…
Masalın en güzel yerinde prens diyordu ki;
“Hayatımda o kadar çok istiridye açtım ki,
içerisinden inci bulabilme umuduyla…
Her açtığımın sadece kabuk olduğunu gördüm
ta ki senle karşılaşana kadar…
Ve senin içinde olduğun istiridye ile karşılaştım en sonunda.
Açtım ve incimi yani seni buldum.”
Masal bu ya demeyin hemen,
işte seni seviyorum demeden de
sevginin hem de gerçek sevginin en güzel
bir ifade ile anlatılabildiğinin ispatı.
Evet, sevginin bu güzel ifadesi bir masalda geçmiş
ama bu masalı yaşadığınızı bir düşünün bakalım.
Düşündünüz mü?
Nefes alıp-veriyorsak umut var demektir
ve bu süre içerisinde istiridyeleri açmaya devam edin.
İnci bulacak kadar şanslı değil ve acele ediyorsanız eğer,
kabuğun içine atın kendinizi ve onun incisi olmak için elinizden geleni yapın…
Yorumlar
Yorum Gönder